Yurtdışında Türklere Yönelik Saldırılarda Ciddi Artış Var
Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu “Yurtdışında Yaşayan Türk Vatandaşı Olan ve Vatandaşlıktan İzinle Çıkmış Kadınların ve Ailelerin Sorunları ve Çözüm Önerileri” Konulu KEFEK Alt Komisyonunun toplantısında sunum yaptı. YTB aracılığı ile yurtdışındaki vatandaşlarımızın sorunlarının çözümüne yönelik gerçekleştirilen çalışmalara değinen Çavuşoğlu, aile bütünlüğünün korunmasının önemine vurgu yaparak bu anlamda her türlü çalışmanın desteklendiğini ifade etti.
Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu “Yurtdışında Yaşayan Türk Vatandaşı Olan ve Vatandaşlıktan İzinle Çıkmış Kadınların ve Ailelerin Sorunları ve Çözüm Önerileri” Konulu KEFEK Alt Komisyonunun toplantısında sunum yaparak yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarına ve YTB'nin yurtdışında yaşayan vatandaşlarımıza yönelik yaptığı çalışmalara ilişkin bilgilendirmede bulundu.
Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın eğitim, aile bütünlüğü, aile birleşimi, Türkçe anadilin öğretilmesi, gençlik daireleri gibi sorun yaşadığı alanlarla ilgili bilgiler aktaran Çavuşoğlu bunun yanı sıra son yıllarda ırkçı ve Müslüman karşıtı saldırıların arttığına ve vatandaşlarımızın bu konudaki mağduriyetlerine yönelik yeterli önlemlerin alınmadığına vurgu yaptı. Vatandaşlarımızı ve vatandaşlarımızın kurmuş oldukları STK’ları hedef alan ırkçı saldırılara yönelik takip ve kayıtların oluşturulmasının önemine işaret eden Başbakan Yardımcısı suçların cezasız kalmaması gerektiğine ve ilgili ülkelerin olayların aydınlatılmasına yönelik çalışma yapmalarının önemli olduğunu ifade etti.
"Ekonomik ve sosyal yönden güçlenmelerini önemsiyoruz"
Yurt dışında yaşayan ve sayıları 6 milyonu aşan vatandaşların anadil, kimlik ve kültürlerini koruyarak anavatana olan aidiyetlerini sürdürmelerinin önemine işaret eden Çavuşoğlu, yaşadıkları ülkelerde ekonomik ve sosyal yönlerden güçlü, özgüvenli olmalarına da öncelik verdiklerini söyledi.
Yurt dışında yaşayan Türklerin en fazla bulunduğu ülkenin Almanya olduğunu belirten Çavuşoğlu, bunu Fransa, Hollanda, Belçika, Avusturya ve İsviçre'nin takip ettiğini bildirdi.
Çavuşoğlu, kıta Avrupa'sı ülkelerindeki Türk nüfusunun yaklaşık yüzde 40'ının Türkiye doğumlu olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
"Reşit vatandaşlarımızın nüfus dağılımı değerlendirildiğinde yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın yüzde 30'unu 18-30 yaş arası, yüzde 33'ünü 31-45 yaş arası, yüzde 29'unu 46-65 yaş arası, yüzde 8'ini ise 65 yaş üstü vatandaşlarımız oluşturmaktadır. Yurt dışında yaşayan vatandaşların geldikleri iller değerlendirildiğinde ise yaklaşık üçte ikisinin sırasıyla İç Anadolu, Karadeniz ve Ege bölgelerinde nüfusa kayıtlı olduğu bilinmektedir."
"Yurt dışındaki vatandaşların 1 milyon 782 bini evli"
Yurt dışında yaşayan vatandaşların aile yapısının korunmasının önem arz ettiğinin altını çizen Çavuşoğlu, yurt dışında bulunan yaklaşık 4 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının 1 milyon 782 binin evli, 170 bininin boşanmış, 80 binin ise dul olduğu bilgisini aktardı.
Son yıllarda boşanma oranlarında artış yaşandığını da dile getiren Çavuşoğlu, aile müessesesinin sarsıldığı durumlarda boşanmaların arttığı, nesiller arası bağların koptuğu, yaşlılara sahip çıkılmadığı, bağımlılar, ailelerinden ayrılan çocuklar gibi dezavantajlı durumların ortaya çıktığını söyledi.
Devletin Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının yurt dışı aile müşavirlikleri yoluyla söz konusu ülkelerdeki Türklere destek sağladığını belirten Çavuşoğlu, onlara yönelik politikalar geliştirildiğini kaydetti.
Bu kapsamda yapılan çalışmaları da anlatan Çavuşoğlu, "Devletimiz yurt dışında vatandaşlarımızın yoğun olarak yaşadığı bölgelerde aile ataşelikleri açmıştır. Bu ataşeliklerle sosyal konularda ailelerimize destek olunmakta, bireysel sosyal hizmet destekleri de sağlanmaya devam edilmektedir." diye konuştu.
Aile birleşimlerinde dil şartı
Ülkelerin aile birleşiminde dil ve vize şartına yönelik uygulamalarına da değinen Çavuşoğlu, bunun ülkelerde farklı hukuki temellere dayandırıldığına dikkati çekti.
Avrupa'nın birçok ülkesinin yabancılar ve göç hukukunda aile birleşimini öngördüğünü ifade eden Çavuşoğlu, "Bazı Avrupa ülkelerinde aile birleşimi şartlarının ağırlaştırılması suretiyle bu hakkın kısıtlandığı, hak ihlali kapsamına girecek uygulamalar görüldüğü ve evlilik yoluyla yapılan göçlerin önüne geçilmek istendiği görülmektedir." dedi.
Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Başta Almanya olmak üzere Belçika, Danimarka gibi ülkeler aile birleşimi vize şartlarını zorlaştırmışlardır. Aile birleşiminde vatandaşlarımıza yönelik bir ayrımcılığın varlığı dikkati çekmektedir. Almanya'da yaşayan bir ABD vatandaşı, Türk vatandaşı eşini Almanya'ya getirmek istediğinde dil şartı aranmamaktadır. Buna karşın Almanya'da yaşayan Türk-Alman vatandaşının aile birleşiminde aynı durum maalesef geçerli değildir. Aile bütünlüğü için aile birleşiminde aranan dil şartının kaldırılması ve eşlerin gidecekleri ülkelerde dil öğrenmesine imkan sağlanması gerekmektedir. Aile birleşiminin belirli seviyede dil bilgisine bağlı kılınması uluslararası hukukta AB mevzuatında ve ulusal yasalarda yer alan ailenin korunmasıyla ilgili hükümlere aykırılık teşkil edilmelidir. Bu nedenle ülkeler tarafından uygulanan dil testi şartının kaldırılması uygun olacaktır."
"İslamofobik saldırılarda faillerin cezalandırılmasını bekliyoruz"
Başbakan Yardımcısı Çavuşoğlu, ırkçılık ve İslamofobi konusunda da değerlendirmelerde bulundu.
"Vatandaşlarımızın yoğun olarak yaşadığı ülkelerde son dönemde Müslümanlara ve Türklere karşı gerçekleştirilen saldırı ve eylemlerde ciddi bir artış gözlenmektedir." diyen Çavuşoğlu, neredeyse her hafta bir camiye, bir Türk sivil toplum kuruluşuna yönelik kundaklama girişimi, mala zarar verme, duvarlara ırkçı slogan yazılması, domuz kafası bırakılması gibi eylemler gerçekleştirildiğini anlattı.
Çavuşoğlu, "Saldırıların büyük çoğunluğunda failler tespit edilememekte, suçlar cezasız kalmaktadır. İlgili devletlerin yetkili mercilerinin polis, savcılık, yargı ve medyanın bu saldırılarla mücadele etmesi çok önemlidir. Bu şekilde eylemlerin gerçek sayılarının ortaya çıkabilecek, saldırıların soruşturulması ve kovuşturulması hususları da daha şeffaf ve denetlenebilir hale gelecektir. Saldırıların faillerinin yetkililerce cezalandırılması, olayların aydınlatılması beklenmektedir." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, cami ve sivil toplum örgütlerinin, saldırılardan sonra ülkenin ilgili makamlarına başvurmalarının, saldırganların yargılanması için konuyu takip etmelerinin, birlik içinde olmalarının teşvik edildiğini de söyledi.
"Farkındalık oluşturmak amaçlı eğitimler veriliyor"
Çatı sivil toplum kuruluşlarının hukuk alanında kapasitelerini geliştirmeleri, insan hakları, ırkçı suçlar ve ayrımcılık vakalarına ilişkin takip merkezleri kurmalarının, veri toplamalarının da önemini dile getiren Çavuşoğlu, insan hakları ve hukuk eğitimi çerçevesinde üniversite öğrencileri ve hukukçulara yönelik farkındalık oluşturmak amaçlı eğitimler verildiğini kaydetti.
Çavuşoğlu, Türk vatandaşların uğradığı ırkçı saldırıların ülkelerle gerçekleştirilen resmi temaslarda gündemde tutulduğunu bildirerek, faillerin bulunması, önleyici ve koruyucu tedbirlerin alınmasının talep edildiğini aktardı.